Resim Sanatı Tarih, Nazım Hikmet'in Cezaevi Arkadaşı Ressam İbrahim Balaban Sergisi El Çizim Afiş Çalışması, Sanatçı Eseri Görselli Kart Üzeri Sanatçı Islak İmzalı, 50x40 cm

kart 21x10 cm

1937 yılının son günlerinde, henüz 16 yaşındayken hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi. Yeniden girdiği cezaevinde kendini avutmak için resim çizmeye başladı. Yağlıboya alacak maddi imkanı olmadığı için resimlerini zeytinyağına batırdığı renkli kalemlerle yapıyordu. Balaban, bir tabanca edinip hasmını öldürünce çıktıktan on ay sonra üçüncü kez cezaevine girdi. 1942 ile 1944 ve 1947 ile 1950 yılları arasını Bursa Cezaevi'nde geçirdi. Balaban, Bursa Cezaevi'nde şair Nâzım Hikmet'la tanıştı. Onun desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. "Şair Baba" dediği Nazım'dan, resmin yanı sıra felsefe, sosyoloji, ekonomi-politik konularında pratik bilgiler edindi; Orhan Kemal ile birlikte şairin öğrencileri oldular.

Balaban, 1950'de çıkan af yasası ile Nazım Hikmet ile birlikte serbest kaldı. Hapishane çıkışı kalacak yeri olmadığı için Nâzım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın evine taşındı. 1951 yılında Askere alınan Balaban, 1952 yılında askerden dönünce köyüne giderek evlendi; bu evliliğinden iki oğlu ve bir kızı oldu. 1955 doğumlu oğlu Hasan Nazım Balaban da kendisi gibi ressam olmuştur. İbrahim Balan, ilk kişisel sergisini 1953'te İstanbul'da Fransız Kültür Merkezi'nde açtı. Sergi, sanat çevrelerinde ve basında ilgi gördü, elli dolayında tablosu satıldı. Sanatçı, uzun süre kendi üslubuyla kırsal resim yaşamını resmetti. 1959 yılında heykeltıraş Vahi İncesu, Mata Kaya Tözge, Kemal İncesu, Avni Memedoğlu ve İhsan İncesu ile birlikte ‘Yeni Dal Grubu’ adı altında bir grup kurdu. Yeni Dal, D grubuna bir tepki olarak kurulmuş olan " Yeniler "grubunun bir devamı niteliğinde idi. Grup üyeleri, 1961 yılında açtıkları sergideki resimleri nedeniyle tutuklandılar, 50 gün sonra beraat ettiler. Grup, 1963 yılında dağıldı. Balaban, grup dağıldıktan sonra da resim yapmaya devam etti.